Katliamlar, kıyımlar, sürgünler yüzyılıydı 20. yüzyıl. Soykırımla açıldı, soykırımla kapandı... Yahudi soykırımı gibi çok bilinenleri dışında, pek çok soykırım ya görmezden gelindi, ya unutturuldu...Biz kendi topraklarımızda ya da soydaşlarımıza yapılan katliamların, soykırımların ne kadarını biliyoruz?
5 Şubat’ta Gulca Katliamının 10. yılında , 26. Şubat’ta da Hocalı Katliamının 15. yılında katliamda ölenler, törenlerle anıldı. Pek çoğumuz bu yapılan katliamlardan, zulümlerden habersiziz. Türklere karşı soykırım sayılabilecek pek çok katliam vardır. Maalesef dünyanın gözü önünde ve yabancı basın mensuplarının şahit olduğu Hocalı katliamı bile soykırım sayılmamaktadır. Ermeni resmi kaynaklarında münferit bir olaymış gibi “Hocalı Olayı” denmektedir.
Soykırım veya jenosit, ırk ,canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum ya da başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, yok edicilerin çıkarları doğrultusunda önemli sayıda ve düzenli biçimde yok edilmeleridir.. Jenosit genos (Yunanca 'ırk', 'soy') ve cida (Latince 'katletmek') kelimelerinden türemiştir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma statüsüne göre soykırımın tanımı 6. maddede yapılmaktadır. Bu maddeye göre soykırım, bir milletin, etnik, dini bir grubun veya bir ırkın tamamını veya bir bölümünü yok etmek amaçlı yapılan aşağıdaki davranışlardır:
(a) Grup üyelerini öldürmek;
(b) Grup üyelerine ciddi fiziki veya zihinsel zarar vermek;
(c) Grup üyelerinin yaşam şartlarına, grubu fiziksel olarak yok etme amaçlı zarar vermek;
(d) Gruptaki doğumları kasıtlı olarak engellemek
(e) Grubun çocuklarını zorla başka bir gruba transfer etmek
Birleşmiş Milletlerin 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne göre bir eylemin soykırım olarak nitelendirilebilmesi için, belirli bir insan topluluğunun; milliyeti, ırkı, etnik kökeni veya dini dolayısıyla yok edilmesi niyetinin bulunması gerekir.
Yukarıdaki maddeleri değerlendirmeye alırsak Türklerin tarih boyunca pek çok kez soykırıma uğradığını söyleyebiliriz. Liste yapmak gerekirse;
1) 1821 Yunan ihtilâlindeki Türk Soykırımı.
2) 1876'da (eski tarihle 93 harbi denen) Rusların, Osmanlı-Rus savaşında yaptıkları Bulgaristan Türkleri Soykırımı.
3) Yunanlıların yaptıkları Girit Türkleri Soykırımı
4) Çin imparatorluğu ve Komünist Çin tarafından Orta Asya'ya da Doğu Türkistan'da ve Moğolistan'da yapılan, geniş zamana yayılan Türk kıyımları
5) Rumların Kıbrıs’ta Türklere uyguladığı Soykırım
6) 1914 Ermeni Çetelerinin katliamları
7) Yunalıların Batı Trakya’da Türkler Karşı Asimilasyon Yoluyla Uyguladığı Etnik ve Kültürel Soykırım
8) Bulgarların Türklere Karşı Uyguladıkları Etnik ve Kültürel Soykırım
9) 1944’de Sovyetler Birliği tarafından sürgüne uğrayan Türk halkların uğradığı katliamlar
Liste uzayıp gider... Yurdumuzu iç tehditler olduğu kadar dış tehditlerde vardır.Birtakım güçler ortaya asılsız iddialar atmaktadır. Bunlardan biride “Ermeni sorunu” dur. Bu sorun, asılsız ve saçma iddialarla, Türkiye’nin adını ve onurunu lekelemeye çalışmaktan başka bir şey değildir “Ermeni” meselesinin bu kadar uzun süre gündemde tutulmasının ve ısıtılıp, ısıtılıp önümüze konmasının, büyütülmesinin asıl amacını hepimiz biliyoruz. Aleyhimizdeki çalışmalar; bir ırkın taleplerini aşarak, “Kürt” veya “Ermeni” olmayan ülkelerin parlamentolarına yansıtmış, anıtlar dikmeye, kanunlar çıkarmaya kadar vardırmıştır. Dış güçlerin “Ermeni” ve “Kürt” hassasiyetleri uzun yıllardır devam ediyor. ““Ermeni” meselesinde “Asala”yı çıkardıkları gibi Kürt meselesinde de “PKK” yı çıkardılar. Türkiye uzun yıllar ve büyük harcamalarla bu sorunları çözmeye çalıştı, binlerce şehit verdi. Bunu yaparken siyasi ve ekonomik sıkıntıları da göğüslemek zorunda kaldı. Bize İnsan Haklarını, Demokrasiyi, Soykırımı dayatanların ve geçmişimizle hesaplaşma yapmamızı isteyenlerin geçmişlerinde nice soykırımları, katliamları ve zulümleri görüyoruz. Bu konuda Almanya dışında hangisi geçmişi ile hesaplaştı ? Eğer ortada bir insanlık suçu aranacaksa Türkiye; Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkelerden çok çok sonra gelir. Zaten, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma statüsüne göre soykırımın tanımının yapıldığı 6. maddeye göre; tüm bu maddelerin Türkiye Cumhuriyetine uygulanması olanaksızdır. Zira sözü geçen suç sabit görülse bile fail ortada yoktur. İmza tarihinden önceki olaylar nedeniyle soykırım iddiasında bulunmak mümkün değildir. Dolayısıyla da ülkemizden herhangi bir tazminat, toprak veya sair hak talebi hukuki olarak mümkün değildir. Ayrıca, bugüne kadar Ermenistan devleti ülkemize karşı BM nezdinde herhangi bir girişimde bulunmuş veya dava açmış değildir.
Ancak Karabağ’da Rus-Ermeni tecavüzü, Doğu Türkistan’da Çin gaddarlığı ve bunun gibi pek çok katliam devam etmekte ve hukuki mücadeleleri sürmektedir. Tarihçilerin, katliamları, tarihe insanlık suçu olarak belgeleriyle mutlaka kaydetmeleri gerekir. Tarihi gerçekleri dünya kamuoyuna anlatmak, her Türk vatandaşının, özelliklede devlet büyüklerimizin, bilim adamlarımızın ve basın-yayın organlarımızın vazgeçilmez görevidir.